Eski Mısırlılarda öldükten sonra cennet ve cehenneme mi girecekleriyle
ilgili şöyle bir inanış varmış: Cennete mi, cehenneme mi gireceklerinin şu 2
soruya verecekleri cevaba bağlı olduğuna inanırlarmış:
- 1. "Hayatında mutluluğu buldun mu? Kendini mutlu ettiğin
bir hayat yaşadın mı?"
- 2. "Yaşadığın hayat başkalarını da mutlu etti
mi?"
"Ama başkalarını mutlu etmek için
kendini feda ederek değil, kendini mutlu ettiğin, kendin olduğun yaşamınla
başka hayatlara mutluluk verdin mi?"
Ne kadar da doğru... Ne kendi mutlu olmayı, ne de
çevresindeki akraba, dost ve arkadaşları başta olmak üzere çevresini mutlu
edebilmeyi başaramamış kişilerin içinde olduğu durum ne kadar acı ve üzücüdür.
Nietzsche "en kinci kişiler olduklarını gördüm, etrafıyla uyuşmayan kişilerin. Artık
mutsuzluklarını ve yalnız yaşamalarının acısını bütün dünyaya ödetmek
istiyorlardı." Demiş.
Nietzsche
bunu söylerken sanırım Mısırlılar gibi "kendi mutlu olmayı beceremeyen
kişilerin etrafını da mutsuz ettiğini, hatta kendi kıskançlık ve hasetleriyle,
mutlu olan veya olma ihtimali olan kişilere de bu şansı vermemek için
ellerinden geleni yaptıklarını" görmüş olmalı. Ne
yazık ki çoğumuz ne mutlu yaşamayı başarabiliyoruz, ne de etrafımızı mutlu
etmeyi... Bunu başarabilenler de hemen farkediliyorlar zaten, gözlerindeki
yaşama sevincinin pırıltısı, yüzlerindeki geniş gülümseme ve olaylara
olumlu bakış açılarıyla...
Siz de bilirsiniz, bazen bir yerde yeni karşılaştığınız
birisi, ya da tanıdığınız birisinin yüzünü görür görmez size hemen mutluluk ve
huzur verir. Onunla karşılaşmakla ve onu görmekle bile sizin ruhunuzda da hemen
bir kıpırtı, bir mutluluk filizlenmesi başlamıştır. İşte onlar hem kendileri mutludur, hem de etraflarına mutluluk yayarlar. Bunu onlar nasıl
başarabilmişler de, biz başaramıyoruz... Yüzyıllardır filozoflar, din
adamları ve düşünürler bunu merak edip araştırmışlar. Çeşitli ipuçları ve
reçeteler de çıkaranlar olmuş, ama hepsinin ortak noktaları bu reçeteleri
uygulaması zor… Neden zor? Çünkü insanın egosuna ters geliyor… Zaten bütün güzel
şeyler zor değil midir? Yarın farklı bir
insan olmak ister herkes. Ama neden bugün başlamaz farklı olmaya… Cevap yine
aynı… Hepimiz başkalarını etkilemeye ve değiştirmeye uğraşırız, ama kendimizi
değiştirmeye çalışmayı pek denemeyiz… Başkalarını değiştirmeyi çok kolay zannederiz de, kendimizi değiştirmeyi imkansız gibi gördüğümüzden herhalde, hiç denemeyiz bile. Garfield de çözmüş olayı, aşağıdaki gibi…

1 yorum:
Mutlu olursak, mutlu ederiz.Ne güzel anlatmışsınız, yüreğinize sağlık.Paylaştığınız için sağolun.
Yorum Gönder