30 Mart 2011 Çarşamba

AZİZ NESİN : BIKTIM ARTIK


Anahtarlarım hangi cebimde, cep telefonum, bozuk paralarım hangi cebimde, fatura, makbuz ve belge dosyası hangi rafta, toplu iğnelerin, yedek pil ve kabloların, paketlerden sökülmüş ip yumaklarının ve ambalaj kağıtlarının masamın hangi gözünde, hangi kutunun içinde olduklarını ezbere bilmekten bıktım artık. Hangi işi ne zaman yapacağımı, kimlerle neyi nasıl konuşmam gerektiğini önceden düşünmekten bıktım artık. Başkalarını mutluluğa kavuşturacağım diye çalışıp didinmekten, sevdiklerim uğruna kendime sevimsiz olmaktan, sevgimi yitirmemek için hep vermekten, boyuna vermekten bıktım artık. Durmamasıya kendi üstüme eğilmekten, gözümle gözümü görmeye çalışmaktan bıktım artık. Hiç durup dinlenmeden, bir yontu çamuru gibi kendi kendimi kendim yapmaktan, yapıp bozmaktan, bozup yapmaktan bıktım artık.“İşte bu ben’im!” diyememekten, kimseyi kırmamak için ben olmayan başka biri olmaktan, sevdiklerim uğruna kendimi harcamaktan bıktım artık. Kimse benim sorunlarımı umursamaz ve bilmezden gelirken herkesin derdini dert edinmekten bıktım artık. Geçmişi en ince ayrıntısına kadar anımsamaktan bıkmasam bile, yoruldum artık.Bana "Sen güçlüsün" demelerinden usandığım halde, güçlü olmaktan, ya da güçlüyü oynamaktan bıktım artık. Ama bütün bu bıktıklarımdan kurtulamayacağımı da çok iyi biliyorum. Çünkü bütün bu bıktıklarım aslında ben’im, kendimim. Ben buyum. Ve pek hoşuma gitmese de çok iyi biliyorum ki ölene kadar da öyle kalacağım.


(Bu yazı rahmetli Aziz Nesin'den tırtıklanmış ve biraz değiştirilmiştir. Ama ne yapayım, ben de aynen böyle düşünüyorum. Çok saygı duyduğum ve sevdiğim Aziz Nesin benden önce davranıp yazmışsa, benim ne suçum var bunda di mi?)