22 Nisan 2014 Salı

HYPATIA - TARİHDEKİ BİLİNEN İLK KADIN MATEMATİKÇİNİN DRAMI


İskenderiyeli Hypatia (370415) Yunanlı filozof, matematikçi ve astronomdur. Zamanının bilinen tek kadın bilim insanıdır. İskenderiye Kütüphanesi'nde felsefe, matematik ve astronomi üzerine dersler vermiştir. Hypatia doğayı; mantık, matematik ve deneylerle ile açıklamaya çalıştı. Astronomide çoğunlukla yıldızların yükseklik açılarının ölçülmesinde çeşitli problemlerin grafik yöntemlerle gösterilmesinde kullanılan usturlabı da  keşfeden kişidir.

Yaşamı:
Bir matematikçi, astronom ve filozof olan Hypatia, dönemin ünlü matematikçisi Theon'un kızıydı. Hypatia Atina'da eğitimini aldıktan sonra 400 yılına doğru İskenderiye'ye döner ve İskenderiye Kütüphanesi'ndeki Platon Okulu'nda dersler vermeye başlar. Hypatia bu okulda, içerisinde Hristiyanlık, Paganizm (çok tanrıcılık) ve Musevilik gibi birçok inanca sahip öğrencisine Platon ve Aristo'nun öğretilerini kazandırdı. 

Hıristiyan din adamı Crillo’nun halkı kışkırtmasıyla bağnaz bir dinci grubun saldırısı sonucu işkenceyle derisi yüzülerek  ve parçalanarak  öldürülmüştür. Hypatia’nın ölüm emrini veren Crillo daha sonra Katolik Kilisesi tarafından Aziz ilan edilmiştir. Hypatia’nın hunharca katledildiği  dönem  Pagan  felsefesinin sona erdiği ve Hıristiyanlaşmanın güçlendiği bir süreçtir. Doğa bilimleri ve matematik gibi alanlarda yoğun bir gerileme dönemi bu tarihlerden itibaren başlamıştır.  Aritmetik alanında 13 ciltlik bir yapıtı sözkonusudur. Bununla birlikte kadın olduğu için ne felsefe ne de bilim tarihinde dinin de etkisiyle 1500 yıl boyunca adı belirgin bir şekilde geçmemiştir. 
Hypatia'nın yaşamını konu alan bir film olan "Agora" da o dönemde hristiyanlık yayılırken inanç ve bilimin nasıl çatıştığı, inancın bilime nasıl düşman olup vahşet, acımasızlık, hoşgörüsüzlük ve bağnazlıkla tüm bilim insanlarını ve bilim eserlerini yok ettiğini görüyoruz. Hypatia, kadınlar için konuşmanın bile zor olduğu Hıristiyanlığın  bu en bağnaz döneminde bir kenti etkiledi. Kadın mücadelesi için en önemli figürlerden biri oldu. Ama bilime olan inancı ve cesaretinin bedelini maalesef  canı ile ödedi. Kurtarmaya çalıştığı binlerce bilimsel yazılı kaynak da yok edildi. 

Hypatia'yı ölene kadar savunmuş olan İskenderiye Valisi Orestes ile Hypatia'yı "dinsizlik" ve "şeytanlık" ile suçlayan İskenderiye piskoposu Cyril arasındaki kavga şehir çapında bir provakasyona dönüşür ve olaylar Hypatia'nın 415'de taşlanarak öldürülmesine kadar varır. (Yukarıda sağda Hypatia öldürülmeye götürülürken) 
İnanç yerine aklı ve bilimsel düşünceyi savunduğu için, Dini otoriteye ve Tanrı’ya isyan ettiği gerekçesiyle 45 yaşında uzun işkencelerden sonra, derisi yüzülerek ve vücudu parçalanarak katledildi. Daha sonra Hypatia'nın parçalanmış bedenini alıp Cinaron adındaki bir yerde yaktılar.

Hypatia katledilişinden sonra yaklaşık 1600 sene geçti. Hypatia cinayetinin üzerinden yaklaşık 1600 sene geçti de, Ne değişti? Hala sadece kadın olduğu için öldürülenler yok mu? Aklı ve Bilimi savunduğu için katledilenler? Özgürce konuştuğu için vurulanlar, hapsi boylayanlar?

Yukarıda Sağda Hypatia kilisede çırılçıplak soyulup, taşlanarak öldürülürken... 

Hypatia bilimin ve aklın belki ilk kadın kurbanıydı, erkek egemen din vahşetinin onbinlerce kurbanından sadece biriydi. Tek suçu erkeklerin dünyasında bir kadın olmak, Dincilerin dünyasında akıl ve bilimi savunmak, düşündüğünü özgürce söyleyebilmekti.

Özellikle islam ülkelerinde, Kadınlar hala eziliyor, öldürülüyor, satılıyor, çocuk yaşta evlenmek zorunda bırakılıyor, tecavüze uğruyor. Tüm bunları yapanlar, bu zihniyet  binlerce yıldır hiç değişmeden hala yerinde duruyor. 
Bilim ve din sadece bazı din tüccarlarının maddi çıkarları için çatıştırılarak bilime, insanlığa, gelişmeye ve özgürlüğe de sürekli zarar veriyor. Bundan da farkında olmadan aslında sürekli tüm duyguları ve geleceği sömürülen zavallı halk zarar görüyor. Olanlar ise halkını aydınlatmaya çalışan, bu uğurda kendini, malını ve canını feda eden bilim adamları ve kadınlarına oluyor.