Kentleşmek günümüzde kaçınılmaz bir süreç: bunu biliyoruz. Ama daha az bedel ödeyerek ve daha fazla
akıl ve mantık kullanarak olamaz mı acaba ?
Cinayet sadece bir canlıyı öldürmek
değildir.
Doğayı, çevreyi, yaşam alanlarını,
kaynakları "geri dönüşümsüz bir şekilde" yok etmek de bir cinayettir.
Hatta cinayetten bile daha fazla zarar
verebilir.
Sadece kişiyi ve kişileri değil, bir
topluma, bir nesle hatta nesillere de zarar verebilir.
Tek farkı sonuçlarının hemen değil,
zaman içinde yavaş yavaş görülmesidir.
Şimdi şu fotoğraflara bakıp, bunların
doğayı koruduğunu söyleyebilir miyiz?
Çevreyle uyumlu diyebilir miyiz?
Estetik olduğunu iddia edebilir miyiz?
Bu sipsivri beton yığınlarına dünyanın
parasını veren kişiler acaba buralarda oturdukları için mutlular mı?
Acaba ne hissediyorlar?
Bu zevksiz beton yığınlarının
projelerini yapanlar hangi okullardan mezun oluyorlar?
Nasıl bir eğitim alıyorlar? Ya da
aldıkları eğitime ihanet mi ediyorlar?
Bu şehirlerin belediye başkanları acaba sık sık gittikleri Avrupa ve Amerika'daki şehirlerde hiç mi etrafa bakmıyorlar? Sadece oralara gezmeye, eğlenmeye para harcamaya gittikleri belli. İnsan azıcık da gördüklerinden ders almaz mı?
O kadar yıl başkanlık yaptıkları belediyelere ve şehirlere hiç mi acımazlar? Sonunda onlar da ölecek ve onların çocukları da bizim çocuklarmızla birlikte bu çirkin şehirlerde yaşayacaklar. Bu soyuna, milletine, aslına ihanet değil de nedir? Bunları yapanların ve sebep olanların hiç mi vicdanı sızlamaz?
Bunların yanıtlarını bilmek mümkün
değil.
Ama gün gelecek bunlar hep araştırma
konusu olacak.
Ama kaybettiklerimiz asla geri gelmeyecek.
Aşağıda bu konuda hazırlanmış güzel ama iç karartıcı bir video izleyeceksiniz:
Aşağıda bu konuda hazırlanmış güzel ama iç karartıcı bir video izleyeceksiniz:
Doğayı korumak için direnen ve eylem
yapanlar her türlü şiddete ve suçlamaya maruz kalırken, hatta uyduruk suçlamalarla
ceza alırken, topluma karşı bu ihaneti yapanlar, doğayı ve çevreyi katledenler her zaman olduğu gibi cezasız kalacak.
Bu çarpıklıklar ve haksızlıklar insanın
içini acıtmaz mı?
Son söz: Fuzuli’den
Söylesem
tesiri yok, sussam gönül razı değil.
Çektiğim alamı bir ben bir de Allah’ım bilir.
Çektiğim alamı bir ben bir de Allah’ım bilir.